Yazar Rumuzu: özgür kız4372
Eser Sıra Numarası: 120223eser04
AH, ŞU LİSE MÜFREDATIMIZ!
Başarısının, yeniliklerinin, gençlere yol
gösterici nitelikler taşımasının ya da düzenli ve istikrarlı bir sistem olduğu
yönündeki düşüncelerin; değişen sınav sistemleri, sınırlı ve biraz daha fazla
bilgiye tahammül edemeyen ders kitapları,
kişisel yetenekleri ve ilgi alanlarını hiçe sayan bir müfredatın
uygulanmasından yana oluşan şikayetlerin çok gerisinde olduğu bir eğitim
sisteminin tam ortasındayız ülke olarak. Ne çok ileri nede çok geri olan ancak
eksiklerinin giderilmemesi üzerine hergün daha çok yaralanan ve yaralayan bir
sistem bahsettiğim ve sadece şunu hatırlatmak istiyorum ki çoğu zaman bu
müfredatın bir öğrenciyi daha da
başarılı kılmak için oluşturulduğunu unutuyoruz.
Üzerinde
durulan şikayetleri,ülkelerin müfredatları arasında karşılaştırma yaparak
anlatmak istemiyorum; çünkü bunun hiçbir şeyi değiştirmeye yardım etmeyeceğinin
bilincindeyim. Üstelik düşüncelerini özgürce sunan, şikayetlerini anlatabilme
yeteneği olan bir gençliğe sahip ülkemizde bunun gerekli olduğunu da
düşünmüyorum. Sorun şu ki içinde bulunduğumuz batı özentiliği , bizi uygulamaya
koyamayacağımız, ülkemizde bölge bölge eğitim seviyeleri oluşturan ve alışkın
olmadığımız şartlarda bizi riskli adımlar atmaya zorlayan bir değişim sürecine
sürüklüyor. Oysaki bu sistemin ortasında bulunan öğrencilere yeterince söz hakkı
verilmediği apaçık ortada. Sonuçta sahip oldukları sistemi onlardan iyi kim
bilebilir ki ?
Söz konusu
olan tüm problemlerin bence tek bir gerekçesi olabilir : gençlere, ilgi
alanlarına ve yeteneklerine göre bir müfredat sunulmaması. Alışılmış olan
sistemin, her öğrenciye aynı dersi vererek sağladığı eşitlik , aslında bizlerin
okul hayatında yaşadığı en heves kırıcı etken . Belki de özel okullardaki
nüfusun giderek artmasını da bununla açıklayabiliriz.Bu okullara ; sosyal
aktivitelerin hiçe sayıldığı , ortaokuldan bu yana öğrencileri birkaç matematik
testiyle başarılı kılan , öğrencinin ilgilendiği için değil sözlü notu
korkusuyla derste aktif olduğu ve sonrasında yazılı için not peşinde koştuğu
bir sistemden kaçmak isteyen gençliğin buluşma noktası da diyebiliriz. Halbuki
devletin imkanlarını kullanması halinde bunun tüm okullarda sağlanmasının o
kadar da zor olmayacağının bilincindeyiz. En azından eşitliğe(!) dayalı Türk
eğitim sisteminde , farklı eğitimler gören gençlerin bunu hakettiğini
düşünüyoruz.
Yürürlükte olan Milli Eğitim kitaplarıyla
bir başka kitapta okuduğum bilgilerin birbiriyle çelişmesi yabancı olduğum bir
şey değil. Üstelik bize bu bilgilere sorgusuz inanmamızı öğütleyen “ve daha
fazlasından bizleri yoksun bırakan, bir öğretmenimin değişiyle “ kitapta ne
varsa o” yönergesiyle girdiğimiz onca sınavdan sonra artık o kadar da
yadırgamıyorum gerçi. Ama bunun lise müfredatı içinde geçerli olması detaylı
bilgilerin yadırganması ve kitaplardaki yanlışların yok sayılması artık kontrol edilmesi gereken bir eksiklik
haline geldi ki Türk eğitimi adından yenilikçiliği , akılcılığı ve
gerçekçiliğiyle bahsettirebilsin.
Lise müfredatının, bize verilen eğitimi
detaylı yorumlayacak kadar içindeyim ve farkına varılmasını istediğim tek şey : Farklı koşullarda eğitim
gören , kendi imkanlarını kendi yaratan, düşündüğünü söyleyen , söylediğini
savunan , savunduğuna inanan , üstündeki baskıdan ne kadar şikayetçi olsada
durumun farkında ve tepkili , açık görüşlü , açık fikirli biz Türk gençlerinin
her ne sebeple olsun daha yukarı çıkmak için eğitim gördüğü ki aksi
düşünülemezdi . Bu şartlarda eğitim sisteminin gelişmekte olduğunu göz ardı
edemem ama yapılan yanlışlardan ders
alınmaması gerçekten ülke olarak en büyük sorunumuz. Özentilikten ve zorlamadan
uzak , Türk gençleriyle dayanışma içinde uygulanacak her çözüm bizleri daha başarılı kılacaktır mutlaka.