Yazar Rumuzu: deno 1912
Eser Sıra Numarası: 120216eser03
ÜLKEMİZDEKİ LİSE MÜFREDATININ GENÇLERİ HAYATA HAZIRLAMADAKİ ETKİNLİĞİ
Bireylerin, yaşamlarında kıymet verdikleri ya da kıymet
vermesi beklenen değerler vardır. Kimi ailesiyle, kimi sahip olduğu
yetenekleriyle kimi de arkadaş ve dost çevresiyle mutludur ve bunlarla gurur
duyar. Daha derin düşünmeyi başaranlarsa, başarının geçerli tek ölçüsünün
bireyin kendisi olduğunu bilir ve başarıyı da mutluluğu da kendi emek ve
çabalarıyla şekillendirir. Yeteneğinin farkında olan ve bunu özverili bir
çalışmayla geliştirmeye karar vermiş bireylerin en güçlü yardımcısı ya da
silahı da yine güçlü bir eğitim olacaktır. Evrensel ya da ulusal; bireysel ya
da genel, eğitim, değerler basamağının en yukarısındaki yapı taşı olarak
varlığını sürdürür.
“Mum, dibine ışık vermez”, mantığıyla hareket edecek
olursak; bakışımızı önce ve belki de her şeyden çok kendi çevremize yöneltmemiz
ve eğitim algılarımızı gözden geçirmemiz gerekir. Şüphesiz ülkemizdeki eğitimin
farklı alanlarından, farklı avantaj ya da kusurlarından bahsedilebilir. Konunun
en somut noktasından değerlendirdiğimizde, ülkemizdeki lise müfredatının ağır,
yoğun, ve karışık olduğunu görürüz. Örneğin matematik dersini ele alırsak
matematiğin lise genelindeki müfredatında konu başlıkları çok fazla ve bir
senede çok farklı konular işleniyor. Bu da öğrencilerin bir konuya
odaklanmalarını engelliyor. Öğrenciler bir sene içerisinde bu kadar çok farklı
konuyu anlayamadıkları için konuları anlık öğrenip bırakıyorlar. Sene başında
verilen konudan sene sonunda eser kalmıyor.
Bu da öğrencilerin kendini geleceğe yönelik çalışmadıklarının, yalnızca
sınıfı geçmeye yönelik hazırlık yaptıklarının bir göstergesidir.
Öğrenciler hayata atıldıklarında
okuldaki alışkanlıklarını yerine getireceğinden devlet bu müfredat sayesinde
yalnızca kısa vadede plan yapan ve sadece anı kurtaran bireyler yetiştiriyor.
Bu da ülkenin neden istikrarlı bir büyüme grafiği çizemediğinin bir kanıtını
oluşturuyor.
Ayrıca lise müfredatının diğer dünya
ülkelerine göre kıyaslandığında aşırı derecede ağır olduğu gözlemlenebiliyor.
Bu da öğrencileri ders notlarını iyi getirebilmek için sürekli çalışmaya itiyor
ve böylece öğrenci bir yol ayrımında buluyor kendini; ya çalışıp sınıfı iyi bir
puan ile bitirip akademik yanını geliştirecek ya da arkadaşlarıyla sosyalleşip
sosyal yanını geliştirecek. Bu müfredatın buradan tek yönlü insanlar
yetiştirdiğini anlıyoruz. Sosyalleşme yolunu seçen öğrenci akademik yönden
başarılı olamadığından başarısız oluyor. Akademik olarak güçlenme yolunu seçen
öğrenci ise sosyal anlamda güçlenmediğinden sadece okul döneminde başarılı olup
iş hayatında sosyal yönden zayıf kaldığından başarısız oluyor.
Sonuç olarak ülkemizin lise müfredatı hafifleştirilir ve konu bütünlüğü sağlanırsa; ülkemiz uzun vadede plan yapabilen, ileri görüşlü, hem sosyal hem akademik açıdan başarılı istikrarlı bir öğrenci ve insan profilini topluma kazandıracaktır. Bu şekilde yetiştirme ile ülkemiz daha kısa bir sürede gelişecek ve büyüyecektir.
Sonuç olarak ülkemizin lise müfredatı hafifleştirilir ve konu bütünlüğü sağlanırsa; ülkemiz uzun vadede plan yapabilen, ileri görüşlü, hem sosyal hem akademik açıdan başarılı istikrarlı bir öğrenci ve insan profilini topluma kazandıracaktır. Bu şekilde yetiştirme ile ülkemiz daha kısa bir sürede gelişecek ve büyüyecektir.
önceki eser / sonraki eser